Saldırganlık salgını

SELİM BAŞARIR

Saldırganlık, kişinin bir kışkırtma olmadan, haksız ve acımasız bir şekilde bir diğerine, topluma ya da bir nesneye karşı sözlü ya da fiili saldırı yöneltmesi, zarar verici bir davranışta bulunmasıdır. Saldırganın amacı, eylem yoluyla davranış ve düşüncesini hâkim kılmaktır. Bir toplumda saldırganlık artışından çok önce, kuralsızlık ve var olan kurallara uymama davranışları artar. Hem kişiler arası ilişkilerde kendi fikrini kural olarak dayatma eğilimi belirir hem de ortak yaşamı kolaylaştıran mevcut kurallar göz ardı edilir. Bunların sonunda da toplumsal uyum ve uzlaşma zayıflar ve huzursuz, verimliliği azalmış bir ortam oluşur. Peki, bir insan nasıl olup da bir saldırgana dönüşür? Herkes doğumundan itibaren az ya da çok sözlü ya da fiili saldırganlığa maruz kalabilir, bu saldırganlık bir kez ve şiddetli ya da daha düşük şiddette ve süreğen şekilde de yaşanabilir. Kaynakları çok çeşitlidir; aile, okul, arkadaş grubu, ideolojiler, toplumsal önyargılar vd. Her insanda, yaşamının hangi döneminde kendisini ne tür bir tehdit altında hissettiğine bağlı olarak, ruhsal dünyasında bir anlamlandırma ve savunma kavram(lar)ı oluşacak ve yaşamına büyük ölçüde bu kavramlar yön verecektir. Her ne yaşanmış olursa olsun, insan önce psikotravmasıyla başa çıkmaya ve toplum içinde uyumlu yaşamaya çaba gösterir. Barış ve uzlaşmanın zayıfladığı, kuralların ve ilkelerin etkisiz kaldığı bir toplumsal ortamda, bir de kişinin maruz kalmış olduğu olumsuz duyguları -olayları değil- çağrıştıran ve hatırlatan bireysel yeni zorluklar ortaya çıkarsa, o kişinin iç huzursuzluğu ve eyleme geçme ihtimali artar. Bir toplumun uzlaşmış, uyumlu, dingin, huzurlu ve barış içinde yaşaması, o toplumu yönetenlerin bilgece davranabilmesi ile mümkündür. Bir toplumun yönetimi kavga şeklinde cereyan ediyorsa, önünde sonunda bunun sokaktaki yansıması saldırgan eylem şeklinde olur. Eğer o kavga dinmek bilmezse, saldırganlık da zaman içinde toplumsal bir salgına dönüşür. Toplumun karşısına çıkıp öfke ve itham dolu nutuklar atabilen herkesin, birçok olayın aslında kendi sesinin yankısı olabileceğini de düşünmesi gerekir. Çünkü rüzgar eken fırtına biçer… Diken’den alıntıdır