top of page

OKYANUSTAKİ PLASTİK KİRLİLİĞİN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

  • Yazarın fotoğrafı: Kent Siyaset
    Kent Siyaset
  • 12 Kas 2019
  • 3 dakikada okunur

Kelime olarak plastiğin anlamı, yumuşak ve kolay şekil verilebilendir. Plastiği tanımlarken sıkça kullanılan polimer kelimesi ise birçok parçadan oluşan anlamına gelir. Polimerler kısa zincirli moleküllerin kimyasal olarak kesilip birleştirilmesi ile oluşturulan uzun zincirli moleküllerden oluşur.



Plastiğin Kısaca Tarihçesi

İlk sentetik polimer, yani plastik, 1869 yılında John Wesley Hyatt tarafından bir yarışma için icat edildi. Bu yarışmada fil dişinin alternatifini üretene 10.000 dolar ödül verilecekti. Hyatt bu icadı ile büyük popülerlik kazandı, plastik üretimi ve tüketimi hızla artmaya başladı. 1907 yılında, Leo Baekeland tarafından tamamen sentetik bir plastik olan bakalit üretildi. Tamamen sentetik terimi, malzemenin içinde bulunan hiçbir molekülün doğada doğal olarak bulunamayacağı anlamına gelir. Baekeland'ın bu icadından sonra sürekli gelişmeye devam eden plastik endüstrisi, 2. Dünya Savaşı döneminde artan plastik ihtiyacı ile büyük bir ivme kazandı.

Her yıl insanların ihtiyacından milyonlarca ton fazla plastik üretiliyor!

Okyanuslardaki Plastik Kirliliği ve Etkileri

Okyanuslar, Dünya üzerinde geniş yer kaplar ve çok fazla çeşitlilikteki canlıya ev sahipliği yapar. Diğer canlıların da yaşaması için gereken ekosistemi oluşturur. Dünya yüzeyinin %72'sini kaplayan okyanuslar aynı zamanda Dünya üzerindeki su kaynaklarının %97'den fazlasını oluşturur ve soluduğumuz oksijenin %70'inden fazlasını barındırır. Birleşmiş Milletler'in açıkladığı sayılara göre; dünya çapında en az 800 canlı türü okyanus molozlarından etkilenmektedir ve bu molozların %80'e yakını plastikten oluşur. Her yıl üretilen yaklaşık 200 milyon ton plastiğin, 8 milyon tondan fazlası okyanuslara dökülmektedir. Eğer bu hızda devam ederse, 2050 yılında, okyanuslardaki tüm canlılardan daha fazla plastik atık olacağı düşünülmektedir.

Okyanuslardaki plastik kirliliği 2000 metre derinliğe kadar etkisini gösterebilmektedir.

Okyanuslardaki plastik kirliliğinden dolayı deniz kaplumbağası türlerinin %84'ü, sucul kuşlarının %44'ü ve deniz memelilerinin %43'ü etkilenmektedir. Okyanus canlılarının ölmelerinin en büyük nedeni plastikleri yemeleridir ama deniz canlıları plastikler yüzünden boğularak, enfeksiyon kaparak ya da dolanıp takılarak da hayatlarını kaybedebilmektedir.

Ayrıca okyanuslardaki plastik atıklar deniz canlıları için hastalık yapıcı organizmaların, yani patojenlerin büyümesini de desteklemektedir. 26 Ocak 2016 tarihinde Science dergisinde yayınlanan çalışmaya göre bilim insanları, plastik atıklarla temas halinde olan mercanların hastalığa yakalanma oranını %89, temas halinde olmayan mercanların hastalığa yakalanma oranını %4 olduğunu belirlemiştir.



Plastik Kirliliği Deniz Ürünlerinin Güvenliğini Nasıl Etkiliyor?

Okyanuslardaki plastik kirliliği son yıllarda devletler için, bilim insanları için, sivil toplum kuruluşları için önemli bir çevre sorunu konusu haline gelmiştir. Bununla birlikte, tüketici ürünlerinde kullanılan plastiklerin üretimi konusunda, devletler yeni kurallar belirlemeye başlamıştır. Ancak bu kurallar plastik kirliliğini azaltmaya veya tümden ortadan kaldırmaya yetmemektedir. Dolayısıyla, okyanuslarla birlikte denizlerdeki ve hatta nehirlerdeki canlılar da bu kirlilikten payını almaktadır.

Bu durum deniz ürünlerini tüketen biz insanları da etkiler çünkü insanların tükettiği deniz ürünlerinin yaşadığı ortamlarda çeşitli plastikler ve plastiklerden yayılan çeşitli kimyasallar bulunur. Bu yüzden insanlar, tükettikleri besinler ile farkında olmadan zararlı kimyasallara maruz kalır.

Bu kimyasallara örnek olarak bisfenol-A (BPA) maddesi verilebilir. BPA'nın, insan vücudunda endokrin sistemini etkilediğini gösteren birçok çalışma vardır. Suya ya da plastik şişelere konulan sıvılara karışan BPA, AB ülkelerinde ve Türkiye'de biberonlarda ve çocuk ürünlerinde, Japonya'da ise konserve kutuların iç yüzeylerinde kullanımı yasaklanmıştır. Ancak BPA plastik üretiminde kullanılan zararlı kimyasallardan yalnızca biridir ve BPA kullanımının yasaklandığı ülkelerde alternatif olarak kullanılan maddelerin zararları tam olarak bilinmemektedir.



Mikroplastik Sorunu

Çoğu plastik atık, denizlerde mikroplastik denilen çok küçük boyutlardaki plastik parçalarına ayrışır. Böylece canlıların vücutlarına girme ihtimali daha çok artar, dolayısıyla temizlenme olanağı daha da azalır. Mikroplastiklerin insan vücuduna nasıl bir olumsuz etkisi olduğuna dair birçok araştırma devam etmesine karşın bu etkiler henüz tam olarak bilinmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 21 Ağustos 2019 tarihinde, ''Mikroplastiklerin insan sağlığına etkileri nelerdir?'' konusunda yeni araştırmacılar aradığını duyurmuştu. Henüz mikroplastiklerin tam olarak etkileri bilinmemesine karşın, üretiminde kullanılan sentetik kimyasalların etkileri göz önünde bulundurulduğunda bu maddelerin vücutta birikmesinin çok ciddi etkileri olabileceği söylenebilir.

Okyanuslarda milyonlarca canlı mikroplastiklere maruz kalıyor.

Düğer ülklerde olduğu gibi Türkiye'de de durum pek iç acıcı değildir. Greenpeace Akdeniz, ''Tek kullanımlık plastikler yasaklansın.'' projesi kapsamında Ege, Akdeniz ve Marmara denizlerinden toplanan birçok balığın ve midyenin midesini ve sindirim sistemini inceledi. İnceleme kapsamında 243 balık, 32 karides ve 317 midye analiz edildi. İncelenen balıkların % 44'ünde, karideslerin % 18'inde ve midyelerin % 91'inde mikroplastik bulundu.



Sonuç

Plastik kirliliği hergün büyüyen bir sorundur. Önlemler alınmadığı takdirde deniz canlılarının türleri tehlike altına girmekte ve tüm canlılarında birçok sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu sorunun baş sorumlusu insanlar olduğuna göre çözümü de insanlar üretmelidir. Günlük hayatımızda kullandığımız plastik ürünlerini azaltarak ve çöplerimizi ayrıştırıp gerekli geri dönüşüm merkezlerine ileterek çözüme yönelik ilk adımı atabiliriz.

Comments


bottom of page