top of page

İstanbul sözleşmesi

  • Yazarın fotoğrafı: Kent Siyaset
    Kent Siyaset
  • 21 Mar 2021
  • 2 dakikada okunur

İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddeti nasıl tanımlıyor? Sözleşmede, "kadına karşı şiddet" tanımı, "ister kamu ister özel yaşamda" meydana gelsin, her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddeti, şiddet tehdidini ve ayrımcılığı içeriyor. Aile içi şiddeti ise, "mağdurla aynı ikametgâhı paylaşmakta olsun veya olmasın veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında" tanımlıyor. Sözleşmenin 18 yaşından küçük kız çocuklarını kapsayabileceği belirtiliyor. İstanbul Sözleşmesi, kadına şiddeti ne kadar önlüyor? Sözleşme ile kolluk kuvvetlerinin her türlü şiddet eylemine karşı mağdurlara yeterli korumayı derhal sağlamaları ve müdahalede bulunmak için yasal ve diğer tedbirleri almaları zorunlu kılınıyor. Ani tehlike durumlarında yetkililere, aile içi şiddet faillerinin, mağdurun veya risk altındaki kişinin ikametgahını yeterli bir süre için terk etme emri verme ve bu kişilerle temas etmesini yasaklama yetkisi veriliyor. Sözleşme mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin anlatılması için destek hizmetleri sağlanmasını öngörüyor, hukuki yardım ve ücretsiz adli yardım sağlanmasının da önünü açıyor. Taraflardan, sözleşmede tanımlanan gerekçelerden biri veya bir kaçı nedeniyle zulüm görme tehlikesi söz konusuysa, başvuru sahiplerine mülteci statüsünün tanınması isteniyor. İstanbul Sözleşmesi hükümleri mağdurları nasıl koruyor, hangi suçları cezalandırıyor? Şiddet eylemlerine maruz kalmış mağdurlara, kısa ve uzun dönemli uzman destek hizmetleri sağlanması sözleşmede zorunlu kılınıyor. Başta kadın ve çocuklar olmak üzere şiddet mağdurlarına barınaklar sağlanması da sözleşmenin gereklerinden biri. Sözleşme taraflardan şiddet olaylarıyla ilgili, gizlilik ilkesi kapsamında ve ülke çapında 7 gün 24 saat faaliyet gösteren ücretsiz telefon hatları oluşturmalarını istiyor. Cinsel şiddet mağdurlarına hem tıbbi hem de psikolojik destek sağlanması öngörülüyor. Şiddet olayına tanıklık eden çocuklara da psikososyal danışmanlık hizmeti sağlanması sözleşmede yer alan yükümlülükler arasında. Sözleşme ayrıca mağdurların şiddet uygulayanlara karşı hukuki yollara başvurmasının ve tazminat almasının da önünü açıyor. Sözleşme taraflara, "zorla gerçekleştirilen evliliklerin geçersiz ve hükümsüz kılınabilmesini veya sona erdirilmesini temin edecek yasal veya diğer tedbirleri" alma zorunluluğu getiriyor.Sözleşmede psikolojik şiddet ve taciz amaçlı takibin de cezalandırılması isteniyor. Bir kişiyle rızası olmaksızın vücut parçası veya cisimle cinsel ilişkiye girmenin yanı sıra, bir kişinin rızası olmadan üçüncü bir insanla cinsel nitelikli eylemlere girmesine neden olmak da cinsel şiddet kapsamına alınıyor. Eski veya mevcut eşler veya birlikte yaşayanlar arasında bu tür eylemler de cinsel şiddet kapsamında değerlendiriliyor. Sözleşmede taraflar, bir kişinin ya da çocuğun evliliğe zorlanmasının cezalandırılmasını da temin etmekle görevlendiriliyor. Sözleşme ile zorla gerçekleştirilen kadın sünnetleri yasaklanıyor, kadınların zoraki kürtaja ve kısırlaştırılmaya karşı da korunması isteniyor. Sözleşme ile cinsel mahiyette fiziksel davranışların yanı sıra sözlü veya sözlü olmayan davranışlar da "cinsel taciz" kapsamına alınıyor ve cezalandırılmaları isteniyor. Sözleşmede yukarıda belirtilen suçların işlenmesine yardımcı olmanın da yasalarla suç kapsamına alınması isteniyor. İLLÜSTRASYON: THE NEW YORK TIMES KAYNAK: BBC

Yorumlar


bottom of page