top of page

Kentleşmenin önemi

  • Yazarın fotoğrafı: Kent Siyaset
    Kent Siyaset
  • 3 Ara 2020
  • 3 dakikada okunur

Hilal Susmaz Cevdet Emin Ekinci (Alıntı)

Antik çağlardan günümüze dek yaşanan zaman ve mekân dilimleri içinde insanlar sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapılarına göre farklı özelliklerde yerleşme tipleri oluşturmuşlardır. Bunlar arasında kentler, insan topluluklarının kendi geliştirdikleri kurallar çerçevesinde düzenli bir yaşama ortamı oluşturma çabasıyla kurulan ilk sürekli yerleşme alanlarıdır. Nüfusun coğrafi mekânda sürekli yer değiştirmesi ve sosyo-ekonomik yönden nitelik değişimi kentlerimizde konut açığı, plansız gelişmeler (gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma), ulaşım ve teknik altyapı gibi sorunları ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunların kentsel mekânlara ve doğal çevre değerlerine yansımasıyozlaşma şeklindedir. Ülkemizdeki Yerel Yönetimlerin önemli bir kısmı hep kısa vadeli çözümlere yöneldiği için 10-20 yıl sonraki projeksiyonlarda bugünün çözümleri kalıcı sorunlar haline dönüşebilmektedir. Burada önemli olan, kentin en az 50 yıl sonraki vizyon ve misyonunun nasıl olacağı konusunda stratejiler belirlemekten geçer. Nasıl ki bir hastalığı tedavi ederken önce teşhis konulur, tedaviye sonra geçilir ise, şehrin hastalıkları da sorunları bulunduktan sonra tedavi edilip, sağlıklaştırılabilinir. Sağlıklı kent ne demektir? Yerinde, yeterli ve iyi işleyen birçok sistemin bulunduğu her yerleşme “sağlıklı kent” olarak nitelendirilebilir mi? Tabi ki hayır... Burada sağlıklı kentten kasıt aslında çok daha geniş anlamda kullanılan bir kavramdır. Sağlıklı kent, orada yaşayanlara, fiziksel yapılanmadan sosyal hizmetlere, teknik altyapıdan iktisadi yaşama, estetik duygulardan kültürel değerlere değin yaşamın her alanında her türden kolaylığı ve olanağı sağlayan ve sunan yerleşmelerdir. Sağlıklı kentte yalnızca bugünün gereksinimlerinin karşılanmasıyla yetinilmez. Yarının kuşaklarına nasıl bir çevre bırakılacağı sorusu bugünün yatırımlarına da yön verir. Buna da “planlı kentleşme” adı verilir. Yani sağlıklı şehirler olabilmede en etkin ve gerekli çözüm planlı olabilmektir. Bu çalışmada, ülkemizin tam anlamıyla hayata geçiremediği, Anadolu’da bazı kentlerde yap-boz tahtasına dönen kentleşme olgusu ve sağlıklı kentleşme sürecinde dikkat edilmesi gereken esaslar ele alınmıştır. Bilindiği üzere, ülkelerin gelişmişlik özelliklerinin sorgulandığı konulardan birisi de sahip olduğu sağlıklı kentlerin fiziksel ve estetik özelliklerine ve/veya düzeylerine bakılarak karar verilmektedir. Özellikle son yıllarda sağlık ve yaşam, sağlıklı yaşam terimleri sık sık gündeme getirilmektedir. Sağlık, hem bedenen hem de ruhen olması gereken bir konudur. Ruhsal kısmı herkesin kendi iç dünyasıyla, bedeni kısmı ise çevremizle ilgilidir, yani içerisinde yaşadığımız şehirlerimizle.... Bu durumda sağlıklı yaşam ancak, sağlıklı ortamlar, sağlıklı şehirler oluşturmakla mümkündür diyebiliriz. Peki, sağlıklı şehirden kastettiğimiz nedir? Bunu açıklayabilmek için öncelikle; Kent (şehir) nedir? Şehir ile köy arasındaki farklar nelerdir? Kentleşme nedir? Kentleşme nedenleri nelerdir? Kentleşme sorunları nelerdir? gibi sorulara ciddi ve tutarlı yaklaşımlarla cevap bulmak gerekir. Bu yaklaşımlar kısa, orta ve uzun vadeli olup makalede buna rasyonel çözümler sunulmaya çalışılmıştır. Kent; sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, yönetim durumu ve nüfus bakımından kırsal alanlardan ayırt edilen, genellikle tarımsal olmayan üretimin yapıldığı, daha önemlisi hem tarımsal hem de tarım dışı üretim dağıtım ve denetim işlevlerinin toplandığı, teknolojik gelişme derecelerine göre belirli bir büyüklük, heterojenlik ve bütünleşme düzeyine varmış; ikincil toplumsal ilişkilerin, toplumsal farklılaşma, uzmanlaşma ve hareketliliğin yaygın olduğu, doğurganlık oranının kırsal kesime göre düşük olduğu, çekirdek aile tipi yaygın olan, cemiyet tipi ilişkilerin olduğu, eğitim ve öğretimin yaygın olarak yapıldığı yerleşim alanlarıdır diyebiliriz. Kentleşme ise, dar anlamda, kent sayısının ve şehirlerde yaşayan nüfusun artmasını anlatır. Kentsel nüfus doğumlarla ölümler arasındaki farkın doğumların lehine olması sonucunda ve aynı zamanda köyler ile kasabalardan gelenlerle, yani göçlerle artar. Gelişmekte olan ülkelerin şehirlerinde, doğurganlık eğilimleri azaldığından, şehirleşme daha çok köylerden şehirlere olan nüfus akımıyla beslenir. Kentleşme yalnızca bir nüfus hareketi değildir. Toplumun, toplumsal ve ekonomik değişmelere de ayak uydurmasıdır. Şu halde kentleşme için sadece demografik bir tanım vermek yanlıştır. Bu durumda ise kentleşme geniş anlamıyla; sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak şehir sayısının artması ve bugünkü şehirlerin büyümesi sonucunu doğuran; toplum yapısında, artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde şehirlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimidir.

Comentarios


bottom of page