Kent ve gençlik

Kentlerin yönetiminde gençlik ve gençlik için kent beklentisi

Kentlerin en önemli enerji kaynağı ve geleceği gençlerdir. Toplumun pozitif yönlü gelişimi için gençlerin enerjisinden ve kaygılarından beslenmek gerekir. Kentleri tasarlarken gençliğin ikonlarından faydalanmak gerekir. Gençler toplumların aydınlık geleceklerdir.

Gençlerin; sosyal, eğitsel, kültürel gelişmeleri planlanmalıdır. Kent sosyolojisi bu anlamda görülmelidir. Planlanan şehirler ve yerel gelecek gençliğin merkeze konulmasıyla yaşanılır olabilir.

Öte yandan yerel yönetim organizasyonunda, temsil hakkının meclislerde kullanılması gerekir. Kent konseylerinde gençlik meclisleri, yerel halk meclislerinde gençlik meclisleri olmalı ve işlevsel durum ortaya konmalıdır.

Gençlerin kent yönetimlerinde söz sahibi olması, planların tartışma aşamasını zenginleştirir. Kendi yaşam alanları hakkında söz haklarını kullanmaları anlamına gelir.

İşsizliğin ileri boyutlarda yaşandığı ülkemizde mega kentler gençler için hem doğal yaşam alanı, hemde kaçış ve sığınma alanlarıdır. Kalabalıklar içinde görünmeme ve saklanma alanları. Bu sürecin sonu acımasız olabilir. Olumsuzlukların cirit attığı kentlerde, uyuşturucu bağımlılığı ve mafya çetelerinin cenderesi gençlerin geleceğini çalıyor. Gençlerin bu olumsuzluklardan korunması ve kendilerini sakınması zordur.

Yerel yönetim büyük kentlerin olumsuzluklarından gençleri korumak için sistemli ve gelişmişlik seviyesi sürdürülebilirliğiyle örtüşen bir yaklaşım sergilemek zorundadır. Spordan sanata yaşam alanları geniş tutulmalıdır. Gençlerin yaşadıkları kentle barışık olması için, tüm kentin dinamiklerinde söz sahibi oldukları öz güvenini yaşamalılar.

Yerel yönetim; gençlere verilmesi gereken hizmetleri detaylarıyla planlamalı ve uygulamalıdır. Bu süreçleri gençlikle yapmalıdır. Semtlerde; okullar, spor tesisleri, sanatsal hobi gelişim atölyeleri, bağımsız sanat üretim merkezleri planlanmalıdır. Ulusal ve uluslar arası spor ve sanat festivalleri organize edilerek gençliğin kentiyle barışıklığı sağlanmalıdır.

Gençlerin kentin hayatına olumlu dokunuş sergilemesi için adımlar atılmalıdır. Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmelidir. Gençlerin bu projelerde gönüllülük esasıyla yer almaları sağlanmalıdır ve hatta özendirilmelidir. Toplumsal yaraların sarılmasında emeği olan gençlik daha duyarlı olur. Ayrıca gençliğin politize olması içinde yine siyasal ve politik kavramları ve gelişmeleri belirli atölyelerle gençlere sunmak gerekir. Politize gençlik daha duyarlı olur ve bilinç seviyesi toplumsal hassasiyetlere daha çok evrilir.

Fehmi BAŞUSTA