top of page

BASKIN İLETİŞİM VE SESİN DİĞER İLETİŞİM ŞEKİLLERİNE ŞİDDETSEL ETKİSİ

  • Yazarın fotoğrafı: Kent Siyaset
    Kent Siyaset
  • 21 Mar 2019
  • 4 dakikada okunur

İnsanlık ve diğer tüm canlılık birbiriyle iletişim kurdukça varlığını devam ettirmiştir. İletişim kuramayan canlı neredeyse doğada yoktur. Doğa iletişim kurabilen ve türler arası alış veriş sağlayabilen canlıların varlıklarına ev sahipliği yapıyor. İletişim kurmak, duyguların, kaygıların, paylaşımların ve diğer bir çok maddi veya manevi ihtiyacın ve gereksinimin giderilmesi veya paylaşılması içindir. Türler arası iletişim hayati öneme sahiptir. Canlılığın devamı için kanıt iletişimdir. İletişim kuramayan canlı türleri yok olmayla karşı karşıyadır. Milyonlarca yıllık davranışsal ve kültürel birikimin kaynağı ve saklanmasına vesile olan şey iletişimdir.


İletişim zenginliği canlı türünün kalıcı ve yaygın olmasına neden olur. Etkili iletişim kuran canlıların beyin ve fizyolojisi daha çok gelişir. Türlerin kendi içlerinde iletişimi sağlayan bir çok görsel veya işitsel kaynak vardır. Bazı türlerin iletişimi sadece ten veya görsel renklerle sağlanır. Özellikle bazı canlı türleri ten renklerinin değişimi ile kendi ihtiyaçlarını aynı tür içinde ki başka bir canlıya belirti. Bazıları ise farklı frekanslarda ses çıkararak iletişim kurarlar. Bazı türler kısmi gelişmiş ses telleri ile çıkardıkları sesleri ve mimikleriyle iletişim kurarlar. Suda yaşayan canlıların çok farklı duyma ve iletişim kurma güçleri vardır. Sonar diye ifade edilen dalga yayma ile iletişim kuran balık ve memeli türleri vardır. İletişim en ilkel formuyla iç güdüseldir. Çiftleşmek, beslenmek, doğurmak ve korumak, beslemek bu içgüdüsel iletişimle sağlanır. İlken iletişimin bir basamak gelişmiş hali öğrenilmiş iletişimdir. Yağmurdan kaçmak, ateşten sakınmak gibi durumların birinin diğerine bakmasıyla veya canlının kendisinin bizzat tecrübe edinmesiyle de iletişim geliştirilebilir.


Doğanın acımasızlıklarıyla başa çıkma gerekliliği canlıların birbiriyle iletişim kurmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu iletişim olmamış olsaydı bu gün yeryüzünde daha az canlı türü olurdu.


Yani doğa da binlerce canlı türü farklı şekillerde iletişim kurar. İletişimin temeli, üreme, beslenme ve kimi canlı türlerinde buna barınma özellikli iletişimde eklenebilir. İletişim kurmanın öncelikli ve tüm canlılık için geçerli olan kısmı budur. Fakat sosyalleşmiş canlılarda iletişim başkaca nedenlerden dolayı daha da gelişmiştir. Sadece tekil ihtiyaçlar için değil aynı zamanda avlanmak, sosyal seçicilik, beğenilmek ve başkaca özelliklerin artırılması içinde iletişim kullanılır.


Fakat asıl meselemiz iletişim şeklinin canlıları nasıl şekillendirdiği ve bunun baskın halidir. Baskın iletişim dil ile yapılanıdır. Dünya üzerinde en yaygın olan canlıların ses çıkararak iletişim kuranlar olduğu kanısı yaygındır. Yani nefes verirken üst solunum kanallarında bulunan ses tellerinin bilinçli olarak hareketinin sağlanması sonucu elde edilen tını veya ses iletişim amaçlı kullanılır. Sesin tonunun yüksekliği şiddeti işaret eder. Bir canlının yanında bağırmak o canlıyı ürkütür. Canlılar yüksek sesin şiddet belirtisi olduğunu bilirler. Bu iç güdüseldir. Aynı zamanda canlı türlerinin neredeyse tamamı yüksek sesin şiddeti ve gürültüyü getirdiğini bilirler. Kızgınlığın ifadesi olan bağırmak veya yüksek ses diğer canlıların gelen şiddete hazırlıklı olma anlamına geldiği düşünülebilir.


İnsan türü sesini kullanarak iletişim kuran canlıların en başında geliyor. Öyle ki duygularının şeklini bile ses tonuyla ifade edebiliyor. Üzgünlüğü, acı çekmesi, heyecanı, karamsarlığı sesine yansıya biliyor. Bu gelişmiş sesle iletişim diğer canlılardan daha fazla şekilde özelleşmiş beyini insana kazandırmıştır. Beyin sesin rengine göre karşıdaki kişinin duygularını tanımlayabiliyor. Bu inanılmaz bir gelişimdir. Daha önce ilişki kurduğumuz kişiyi hatırlamamızı sağlar. Sesini duyduğumuz canlıyı, sesini duyduğumuz bir nesneyi veya olayı tanımak veya ifade etmek beynin ses konusunda nedenli nitelikli bir gelişme gösterdiğimizin kanıtıdır.


Bilinen iletişim kanallarından en önemlisi sestir. Mimiklerin ve jestlerinde canlı türleri arasında etkisi vardır. En azından insanlar için beden dili son derece önemlidir. Yazılamayan bu dilin kökeni en doğal olandır. Tamamına yakını sonradan öğrenilir. Olaylar karşısında kontrollü veya kontrolsüz olarak verdiğimiz sessiz hareket veya yüz ifadesi bizim gerçek tepkimizdir. Kültürel izleri oldukça baskındır. Bir kültürde iyiyi ifade eden hareket bir başka kültürde başka anlamlara gelebilir. Üstelikte aynı canlı türü içinde yapılmasına rağmen.


Baskın kültürlerin diğer kültürler üzerinde gösterdiği en önemli etki beden dili üzerindende bakılarak ortaya konulabilir. Bugün dünyada en baskın dilin ve onun ürünü olan kültürün bireylerinin beden dili diğer bir çok toplumun bireylerini etkiler. Bunu kültürel şiddetle yoğurur. Sadece el, kol veya yüz mimikleriyle değil başkaca davranışsal hareketlerle de yapılabilir. Sesin ve beden dilinin canlılar üzerinde gösterdiği etkiler oldukça fazladır ve canlı türlerine göre değişir. Bir canlının yukarı yönlü zıplaması diğer canlılarda ve kendi türü içinde korku ve kaygı yaratır. Bunun tüm canlılarda aynı tepkiyle karşılanması şüphesizdir ki; bizi canlılar dünyasının keşfedilmemiş bir ortak dili mi var dedirtiyor. Buna benzer ifadeler ve davranışlar çoğaltılabilir.


İlkel toplulukların varlığından bugünün genişlemiş ve büyümüş modern toplumlarına değin tüm topluluklara bakıldığında sesin iletişim için nedenli önemli olduğunu görebiliriz. Sesin bile kimi zaman tek başına yeterli olmadığı anlarda beden dilinin ve ten renginin ani değişimi destekleyici olarak kullanılmıştır. Olaylar karşısında canlılar en etkili iletişimi kullanmayı hedeflerler. Bu genel olarak sestir. Sesin şekillenen, simgeleşen, yazıya aktarılabilen hali olan dil ise bilinen haliyle sadece insan türüne aittir.


İletişim kanallarının şeklen ve niteliksel olarak farklılığı beynin gelişimini ve duyguların daha da anlamlı olarak ifade edilmesine neden olur. Canlı türünün üremesinden, çoğalmasından, beslenme ve barınma özelliklerine değin gelişiminin hızlanmasına ve hayatta kalma şansının artmasına neden olur. İfade etmenin çeşitliliği ve zenginliği canlı türlerinin geleceğini yakından etkiler. Türün iletişimi kanalları ve iletişim şekli zenginse etkileşimi ve nitelikli olması da o oranda zenginleşir ve gelişir.


Zengin iletişim kanalları ve şekilleri sağlamak gereklidir. Fakat sesin diğer iletişim kanalları üzerimde ki etkisi nedeniyle diğer iletişim kanalları azalmaktadır. Ama duygusal zenginlik yaşayan insanlık için ifade zenginliği hayati öneme sahiptir. Kızgınlığımızın farklı anlatım ve ifade şekilleri olmalıdır. Sadece sesin tonunun yüksekliği iletişimin duyguları ifadesi için yeterli olmadığı gibi diğer canlılarında bundan olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Bu sesin diğer iletişim kanalları üzerindeki etkin olma rolüne neden olmaktadır. İletişim geleceğinde en önemli etkenidir. İyi bir gelecek için iyi bir iletişim kanalı gereklidir. Yada farklı ve etkili iletişim kanalları gereklidir.


Sanatın insanların iletişim kanalları üzerine olumlu etkileri kuşkusuz ki önemlidir. Bir tablonun bizi bir olaya veya bir düşünceye itmesi iletişim kanallarının zengin içeriğiylede örüntülüdür. Tiyatro, sinema, resim, heykel gibi sanat alanları geleceğin yeni iletişim kanalları için temel kabul edilirse bu yeni bir iletişim zenginliği getirebilir. Türümüzün diğer canlıların iletişimine baskı yapmasının önüne geçerek doğada ki canlıların kendi iletişimine devamını sağlamalıyız. Diğer taraftandan kendi türümüzün iletişim kanallarının birinin diğerine tercihi yerine hepsinin gelişmesini sağlamalıyız. Burada yazılı olup tarihsel serüvende kalacak olanın ses olduğunu söyleyebiliriz. Fakat günlük hayatta diğer iletişim kanallarını da kullanmalıyız. Ağlamanın veya Gözde bir damla yaş görmenin hepimizde açıma ve üzülme duygusunun bir anda yükselmesine neden olduğunu unutmayalım. Bunun yerini alacak binlerce cümle farklı dillerde kurulabilir. Ama hiçbirinin etkisi yüzdeki o ifadenin yerini alamaz. İşte tamda bu nedenlerden dolayı iletişim kanallarımızı geliştirmeliyiz, çeşitlendirmeliyiz.


Sesin canlılarda iletişim kanallarından biri olduğu ve en baskın olan olduğunu şimdilik biliyoruz. Sesin kodlara dönüşmesi ve sembolleşmesi dilin gelişmesine neden olmuştur. Dil semboller ve kodlar bütünüdür. Dilin sadece sesle olmasını beklemeyelim. Farklı şifrelerde dili ifşa edebilir. Ama sembolik veya sesin şekline göre alfabeyi oluşturabilir.

Comments


bottom of page